- A + A
Çalışanlar ve Sosyal Güvenlik

İstihdam Koşulları

Türkiye’deki çalışma koşulları esas olarak İş Kanunu ve Sendikalar Kanunu ile düzenlenir.

İş Kanunu uyarınca, farklı iş sözleşmesi türleri bulunmaktadır:

  • “Süreksiz” ve “sürekli” işlerdeki iş sözleşmeleri
  • “Belirli süreli” veya “belirsiz süreli” iş sözleşmeleri
  • “Kısmî süreli” ve “tam süreli” işlerdeki iş sözleşmeleri
  • “Çağrı üzerine çalışma”ya ilişkin iş sözleşmeleri
  • Deneme süreli iş sözleşmesi
  • Takım sözleşmesi ile oluşturulan iş sözleşmeleri

İş sözleşmeleri, damga vergisinden ve her türlü resim ve harçtan muaftır. Çalışanlar arasında dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefî inanç, din ya da benzeri ölçütlere dayalı olarak ayırım yapılması hukuken yasaktır. Aynı ya da eşdeğer işleri yapan çalışanlara verilecek ücretlerin belirlenmesi sırasında cinsiyete dayalı olarak ayırım yapılması da yasaktır.

İş Sözleşmesinin Feshi

4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca, iş sözleşmelerini feshedecek işverenlerin ve çalışanların, aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere, fesih işleminden belirli bir süre önce bildirimde bulunmaları gerekmektedir.

İşverenlerin ve çalışanların asgari fesih bildirim süreleri

Çalışma süresi

Bildirim süresi

0 - 6 ay

2 hafta

6 - 18 ay

4 hafta

18 - 36 ay

6 hafta

36 aydan fazla

8 hafta

Bir iş sözleşmesi iki şekilde feshedilir:

  1. Süreli fesih

Gerek çalışan gerekse işveren, belirsiz süreli iş sözleşmelerini yukarıdaki tabloda belirtilen bildirim sürelerine dayalı olarak feshedebilirler. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine karşılık gelen ücreti tutarında tazminat ödeyerek iş sözleşmesini feshedebilir.

  1. İş sözleşmesinin İş Kanununda belirtilen geçerli ve haklı sebeplere dayalı olarak, sözleşme süresinin bitiminden önce veya yukarıda belirtilen bildirim sürelerini beklemeksizin feshedilmesi

Aşağıdaki koşullar altında, gerek işveren gerekse çalışan, iş sözleşmesini bildirim sürelerini beklemeksizin feshetme hakkına sahiptir:

  1. Sağlık sebepleri
  2. Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri
  3. Zorlayıcı sebepler

Sosyal Güvenlik Sistemi

Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemi, 2007 yılında büyük bir dönüşüm sürecinden geçmiş ve bu sürecin sonunda, farklı sosyal güvenlik fonlarının tek bir kurum bünyesinde toplanıp merkezi bir şekilde denetlenmesine dayalı olan, daha verimli ve daha hızlı işleyen bir sistem haline gelmiştir.

Üç farklı sosyal güvenlik kurumu olan SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur, 2007 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) adı altında tek bir kurum bünyesinde birleştirilmiştir. 2008 yılı itibarıyla, söz konusu üç sosyal güvenlik kurumu, nüfusun yaklaşık % 81’ini kapsamaktadır. Yeni sistem, 2008 yılının başından itibaren tam anlamıyla işlerlik kazanmaya başlamıştır.